Her yeni başbakanın omuzlarına öyle ağır bir yük yüklenir ki, bu sorumluluğun büyüklüğü karşısında genellikle içten içe sessiz bir ürperti yaşar.
Liz Truss'ın kişilik özellikleri arasında ise kendinden kuşku duymak yok. Son günlerde onunla bir araya gelenler bu yarıştan ne kadar keyif aldığını ve ne kadar kendisine güvendiğini anlatıyor.
Fakat İngiltere'nin yeni başbakanı bile kendi deyimiyle "göz yaşartıcı" enerji faturaları konusunun büyük bir sorun olduğunu kabul edecektir. Benzeri büyüklükte problemlerle en son Truss'ın kahramanı Margaret Thatcher 1979'da başbakan olduğunda karşı karşıya kalmıştı.
Thatcher o dönem Başbakanlık Konutu'na yerleşirken, İngiltere kamuoyunun gayet iyi tanıdığı bir politikacıydı. Dört yıldır ana muhalefet lideri olarak siyasi çizgisini ortaya koymuştu.
Truss ise sekiz yıldır kabinede çeşitli görevlerde bulundu ama kamuoyunca Thatcher gibi tanınmış bir politikacı değil. Son olarak Dışişleri Bakanlığı yapan Truss'ı izleyen, tanıyanlar bile tam olarak ne yöne gideceğini bilemiyor.
Karşımızda birkaç yıl önce Avrupa Birliği (AB) savunuculuğundan kolayca Brexit çizgisine geçebilen pragmatik bir siyasetçi mi olacak? Ya da liderlik kampanyasında çizdiği imaja uygun olarak, vergileri indirmekte ısrarlı ve Thatcher'ın ünlü sözüyle "yolundan dönmeyen bir hanım" olarak mı yönetecek?
Son birkaç gündür BBC televizyonunun ana haber analiz programı Newsnight, Truss'ın nasıl bir başbakan olabileceğine ışık tutabilmek amacıyla onu iyi tanıyanlarla mülakatlar yapıyordu. Hepsi, Truss'ın karar süreçlerinde geçmişindeki iki eğilimi de sürdüreceğinde hemfikir oldular.
Geçtiğimiz hafta sonunda Truss, başbakan seçildiği takdirde, ilk hafta enerji faturaları konusunda insanlara destek olacak bir plan sunacağını söyledi.
'EN GÜÇLÜ YANI UYUM SAĞLAYABİLMESİ'
Fakat bu ayın sonuna doğru, yeni maliye bakanının, Truss'ın kampanyası sırasında verdiği vaatlere uygun daha genel bir planın ana hatlarını sunması bekleniyor.
2010'da Truss ile aynı yıl parlamentoya giren ve onunla birlikte kabinede görev yapan Nicky Ann Morgan enerji krizine vereceği yanıtta yeni başbakanın karakterinin iki yönünü de, yani hem pragmatik hem de ideolojik yanını birlikte göreceğimizi söylüyor. Truss'ı bir çok alanda belli bir kategoriye sokmanın zor olacağını kaydediyor.
ConservativeHome adlı internet sitesinin editörü Paul Goodman da eski bir milletvekili ve Liz Truss ile parlamentoda tanışmış. Yeni başbakanın hem enerji kriziyle baş edebilmek hem de siyasi desteğini güçlendirmek için ülkeyi teyakkuza geçirmesi gerektiğini söylüyor:
Alıntı Metni
Truss her ne kadar duruma uyum yeteneği güçlü bir politikacı olsa da, bu krizde, insanlara bir kaç misline çıkan elektrik ve gaz faturaları konusunda ciddi bir devlet desteği politikasını benimsemesi çok kolay değil.
Paul Goodman "Bu konuda önündeki güçlük şu: Onu liderliğe seçenlerin (Muhafazakar Parti'nin 140 binden fazla üyesi) çok büyük bir kısmı farklı bir yaklaşımdan yana" diyor ve ekliyor.
"Bu durumda Muhafazakar Parti içerisinde kendisine oy vermeyen kanadın desteğini almak zorunda. Bu da onu seçenlerin bir kısmını rahatsız edecek hatta belki de öfkelendirecek. Bu deveyi gütmek siyaseten çok güç olacak.
Truss'ı, parlamentoya girmeden önce çalıştığı Cable and Wireless telekomünikasyon şirketinden tanıyan, şirketin yönetim kurulu üyesi İşçi Partili eski savunma bakanlarından George Robertson'a göre ise Truss'ın en güçlü yanlarından biri insanlarla iyi geçinmesi.
Ama onun siyasete ideolojik yaklaşımının ilk tanıdığı zamanlara göre giderek daha katılaştığını ve başbakanlığına da bunun damgasını vuracağını düşünüyor:
Alıntı Metni
Kaynak: BBC News Türkçe